Abstract
Aim. Augmentation mammaplasty is one of the most common aesthetic surgical interventions, which proves excellent results that pretend high rate of patient satisfaction. In this study, our main aim was to investigate whether breast symmetry might carry on after augmentation or not. Methods. The study included 21 patients who had hypomastia with or without grade 1 ptosis. Each patient was assesed for ptosis, asymmetry of the nipples, inframammary fold position, base constriction, breast mound, and finally chest wall before and after the operation. Asymmetry between the breasts preoperatively was accepted as a cause for exclusion from the study. All of the patients who had symmetric breasts underwent augmentation mammaplasty using gel filled breast implants, in which implantation, intraareolar incision and prepectoral subglandular placement method was chosen. Results. Breasts were evaluated by four independent surgeons preoperatively and in the postoperative period by means of ptosis, asymmetry of the nipple-areola, inframammary fold position, base constriction, breast mound, skin wrinkling, double-bubble apperance, rippling and softness. Less visible areolar scar took place on incision site without depigmentation. In most of the patients, good breast shape was provided by the augmentation, which satisfied them. While the breasts were symmetric in two patients preoperatively, severe difference between the shape of the breasts was realized by the patients and surgeons one year after the augmentation. Conclusion. We think that when breasts are augmented, some of differences, even if they are too less to be noticed, increases considerably. So, previously insignificant discrepansies related with volume, areolar size and inframammary fold may become clear after the operation. It seems that submuscular or subfacial placement of prosthesis may provide avoidance but further comparative studies with longer follow-up period are needed for a conclusion.
Keywords: Asymmetry, augmentation, subglandular placement, breast shape, intraareolar incision
Özet
Amaç. Büyütme mammoplastisi estetik cerrahi uygulamaların en sık olarak yapılanlarından birisidir. Mükemmel sonuçlar sağlayarak yüksek hasta memnuniyetine yolaçar. Bu çalışmada, meme simetrisinin büyütme mammoplastisi sonrasında devam edip etmediğinin araştırılması amaçlandı. Yöntemler. Çalışma, evre 1 pitozu olan veya olmayan 21 hipomastili hastayı içerdi. Her bir hastada meme pitozu, meme başı asimetrisi, meme altı kıvrım pozisyonu, taban yapısı, meme tümseği ve göğüs duvarı yapısı ameliyat öncesi ve sonrasında değerlendirildi. Ameliyat öncesi asimetri bulgusu olan hastalar çalışmadan çıkarıldı. Tüm simetrik memeli olgularda intraareolar kesi ve pektoral kas önü-gland altı yöntem kullanılarak jel dolu meme protezi ile büyütme mammoplastisi yapıldı. Bulgular. Operasyon öncesi ve sonrası dönemde memeler dört bağımsız cerrah ve hastalar tarafından değerlendirildi. Meme pitozu, meme başı asimetrisi, meme altı kıvrım pozisyonu, taban yapısı, meme tümseği, cilt kıvrılması, meme başlarının yukarı bakması ve meme yumuşaklığı kontrol edildi. Depigmentasyon olmaksızın az belirgin areolar kesi izi oluştu. Hastaların çoğunda hedeflenen ve hastaları memnun eden güzel meme şekli, büyütme mammoplastisi ile elde edildi. İki olguda ameliyat öncesinde meme simetrisi olmasına rağmen, operasyondan bir yıl sonra hem hastalar hemde cerrahlar tarafından fark edilen ciddi asimetri gelişti. Sonuç. Meme büyütme operasyonu sonrasında simetri değerlendirildiğinde, meme büyütmesi ile birlikte memeler arasındaki farklılıkların, hatta operasyon öncesi fark edilemeyecek kadar küçük olanların bile arttığı görülmüştür; böylece hacim, areola boyutu ve meme altı kıvrımdaki belirgin olmayan farklılıklar görünür hale gelmektedir. Kas veya fasiya altı protez yerleştirme bu durumdan kaçınmayı sağlayabilir, ancak uzun süreli kıyaslamalı çalışmalara ihtiyaç vardır.
Anahtar sözcükler: Asimetri, büyütme, gland altı yerleştirme, meme şekli, areola içi kesiAmaç. Büyütme mammoplastisi estetik cerrahi uygulamaların en sık olarak yapılanlarından birisidir. Mükemmel sonuçlar sağlayarak yüksek hasta memnuniyetine yolaçar. Bu çalışmada, meme simetrisinin büyütme mammoplastisi sonrasında devam edip etmediğinin araştırılması amaçlandı. Yöntemler. Çalışma, evre 1 pitozu olan veya olmayan 21 hipomastili hastayı içerdi. Her bir hastada meme pitozu, meme başı asimetrisi, meme altı kıvrım pozisyonu, taban yapısı, meme tümseği ve göğüs duvarı yapısı ameliyat öncesi ve sonrasında değerlendirildi. Ameliyat öncesi asimetri bulgusu olan hastalar çalışmadan çıkarıldı. Tüm simetrik memeli olgularda intraareolar kesi ve pektoral kas önü-gland altı yöntem kullanılarak jel dolu meme protezi ile büyütme mammoplastisi yapıldı. Bulgular. Operasyon öncesi ve sonrası dönemde memeler dört bağımsız cerrah ve hastalar tarafından değerlendirildi. Meme pitozu, meme başı asimetrisi, meme altı kıvrım pozisyonu, taban yapısı, meme tümseği, cilt kıvrılması, meme başlarının yukarı bakması ve meme yumuşaklığı kontrol edildi. Depigmentasyon olmaksızın az belirgin areolar kesi izi oluştu. Hastaların çoğunda hedeflenen ve hastaları memnun eden güzel meme şekli, büyütme mammoplastisi ile elde edildi. İki olguda ameliyat öncesinde meme simetrisi olmasına rağmen, operasyondan bir yıl sonra hem hastalar hemde cerrahlar tarafından fark edilen ciddi asimetri gelişti. Sonuç. Meme büyütme operasyonu sonrasında simetri değerlendirildiğinde, meme büyütmesi ile birlikte memeler arasındaki farklılıkların, hatta operasyon öncesi fark edilemeyecek kadar küçük olanların bile arttığı görülmüştür; böylece hacim, areola boyutu ve meme altı kıvrımdaki belirgin olmayan farklılıklar görünür hale gelmektedir. Kas veya fasiya altı protez yerleştirme bu durumdan kaçınmayı sağlayabilir, ancak uzun süreli kıyaslamalı çalışmalara ihtiyaç vardır
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Surgical Science Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 21, 2012 |
Published in Issue | Year 2012Volume: 34 Issue: 3 |