Pars planitis (PP) is an idiopathic intermediate uveitis accompanied by snowbanks and snowballs that often affects the pediatric and adolescent age groups. PP accounts for 5-26.7% of pediatric uveitis in different series. Histopathological and clinical findings indicate autoimmune etiology. It shows bilateral and asymmetrical involvement. While patients often complain of blurred vision and floaters, sometimes PP can be asymptomatic. Complications develop as a result of chronic involvement. Diagnosis is made by clinical examination and imaging methods. Treatment aims to suppress inflammation in the acute period and to reduce the frequency, severity and complications of exacerbations in the long term. The ultimate goal is to prevent ocular morbidity by providing complete remission. Conventional treatments include corticosteroids and immunomodulatory (IMT) agents such as methotrexate (MTX), azathioprine (AZA), cyclosporine A (CSA), mycophenolate mofetil (MFM). In recent years, new treatment options including biological agents such as anti-TNF-α therapy have become widespread and are used effectively in treatment. The most important point regarding the necessity of surgical treatment is that surgical success depends on the complete suppression of ocular inflammation with medical treatment. Therefore, it must be ensured that full inflammation control is achieved before surgery.
Pars planit (PP) sıklıkla pediatrik ve adölesan yaş grubunu etkileyen snowbank ve snowball’ların eşlik ettiği idiyopatik intermediate üveittir. PP farklı serilerde pediatrik üveitlerin %5-26,7'sini oluşturmaktadır. Histopatolojik ve klinik bulgular otoimmün etiyolojiye işaret eder. Bilateral, asimetrik tutulum gösterir. Hastalar sıklıkla bulanık görme ve uçuşma şikayetiyle başvurur. Bazen de asemptomatik seyreder. Kronik tutulum sonucu komplikasyon gelişimine rastlanabilir. Tanı klinik muayene ve görüntüleme yöntemleriyle konur. Tedavinin amacı akut dönemde enflamasyonu baskılamak, uzun dönemde ise atakların sıklığını, şiddetini ve komplikasyonları azaltmaktır. Nihai amaç, tam bir remisyon sağlanarak oküler morbiditenin önlenmesidir. Geleneksel tedaviler arasında steroitler ve metotreksat (MTX), azatioprin (AZA), siklosporin A (CSA), mikofenolat mofetil (MFM) gibi immunomodülatuar (İMT) ajanlar bulunmaktadır. Son yıllarda; anti-TNF-α tedavisi gibi biyolojik ajanları kapsayan yeni tedavi seçenekleri yaygınlaşmış olup tedavide etkin şekilde kullanılmaktadır. Cerrahi tedavi gerektiğinde ise dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; cerrahi başarının oküler enflamasyonun medikal tedavi ile tamamen baskılanmasına bağlı olduğudur. Bu nedenle cerrahi öncesi tam enflamasyon kontrolü sağlandığından emin olunmalıdır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Hizmetleri ve Sistemleri (Diğer) |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 6 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |