Amaç: Akciğer kanseri dünya genelinde kansere bağlı
ölümlerin önde gelen nedenidir. Tanısal cihazlar ve teknolojik gelişmelere
bağlı tedavi seçeneklerinde ilerlemeye rağmen, akciğer kanseri hastalarında
genel mortalite oranı hala yüksektir. Akciğer kanseri hastalarında sağkalım
oranları, özellikle ilerlemiş inoperabl hastalıkta, immunoterapi gibi yeni
tedavi seçeneklerine rağmen düşüktür. p53, kanser hastalarının %60-70’inde mutasyona
uğramaktadır ve bu nedenle son zamanlarda yapılan çalışmalar göstermektedir ki,
serum anti-p53 antikorunun, over, özefagus, meme ve akciğer kanseri gibi bazı
kanser türlerinin dedekte edilmesinde biyobelirteç olarak dikkate alınabilir.
Bu çalışmada, akciğer kanseri hastalarında, serum anti-p53antikor düzeylerinin
tanısal ve prognostik önemini araştırmayı amaçladık.
Yöntem: Çalışmaya
akciğer kanseri (AK) tanısı nedeniyle evreleme için 18F-FDG-PET / BT
görüntüleme amacı ile bölümümüze sevk edilen hastalar, toraks BT’sinde şüpheli
pulmoner nodül olup, patolojik FDG birikimi göstermeyen hastalar (NAPN= Non-avid FDG gösteren
pulmoner nodül) ve sağlıklı gönüllüler dahil edildi. Serum anti-p53antikor
düzeyleri tüm hastalarda ELISA yöntemi ile ölçüldü. Hastaların ortalama takip
süresi 13 ay idi.
Bulgular: Çalışmaya toplam 65 AK hastası (58E/7K), 47 NAPN
hastası (20E/27K) ve 34 sağlıklı gönüllü (26E /8K) dahil edildi. Ortalama serum
anti-p53antikor seviyeleri AK hastalarında 3.4ng/mL, NAPN hastalarında 3.77ng
/mL, sağlıklı gönüllülerde 3.07 ng/ mL idi. AK hastaları ile NAPN hastaları arasında
serum anti-p53antikor düzeyi için istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p =
0.678). Hatta, hastalar
ve sağlıklı gönüllüler arasında serum anti-p53Ab düzeyi için istatistiksel
olarak anlamlı fark yoktu (p = 0.377). Hastaların iki yıllık medyan sağkalımı
14 aydı. Hastaların
sağkalım hızında, serum anti-p53Ab düzeyinin > 3.4 ng/ mL veya ≤3.4 ng/ mL olmasının herhangi bir etkisinin
olmadığı bulundu (p = 0.652).
Sonuç: Anti-p53antikoru,
karsinogeneziste çok önemli olmasına rağmen, serum anti-p53antikor düzeyinin
akciğer kanseri tanısında ve sağkalım oranlarında tek başına önemli olmadığını düşünüyoruz. Karsinogeneziste
birden fazla faktör vardır ve bu durumun nedeni olabilir. Akciğer kanseri
hastalarının teşhisi için serum anti-p53antikor düzeylerinin bilinen bir katof
değeri yoktur. Bu nedenle, bu
antikorun tümör spesifikliği olmadığını ve serum anti-p53antikor düzeyinin
akciğer kanseri taraması için uygun olmadığını düşünüyoruz.
Objective: Lung cancer is the leading cause
of cancer-related deaths worldwide. Despite advancement in diagnostic tools and
treatment options with technological developments, overall mortality rates in
lung cancer patients remains high. Survival rates in lung cancer patients is
low especially in advanced diseased inoperable patients in spite of new
treatment options like immunotherapy. p53 is mutated in 60-70% of cancer
patients and for this reason has been extensively studied recent researches suggest that serum
anti-p53Ab can be considered as biomarkers to detect many types of cancers; as
ovarian cancer, esophageal cancer, breast cancer and lung cancer. In this study
we aimed that are there any diagnostic and prognostic importance of serum
anti-p53Ab levels in lung cancer patients.
Method: Patients were included who were
referred to our department with the purpose of 18F-FDG-PET/CT
imaging for staging due to lung cancer diagnosis (LC) and patients who were
performed 18F-FDG-PET/CT for diagnosis in the cause of the suspected
pulmonary nodule in thorax CT but not detected pathologic FDG accumulation
(NAPN=pulmonary nodule with non-avid-FDG) and healthy volunteers. Serum
anti-p53Ab levels were measured with ELISA method in the all patients. Mean
follow up time of patients were 13 months.
Results: A total of 65 LC patients
(58M/7F), 47 patients with NAPN (20M/27F), and a total of 34 healthy volunteers
(26M/8F) were included in this study. Median serum anti-p53Ab levels are
3.4ng/mL in LC patients, 3.77ng/mL in NAPN patients, 3.07ng/mL in healthy
volunteers. There is no statistically significant difference for serum
anti-p53Ab level between LC patients and NAPN patients (p=0.678). Moreover there is no statistically significant difference
for serum anti-p53Ab level between patients and healthy volunteers (p=0.377). Two-year median survival of
patients was 14 month. It has been found that there is no effect of serum
anti-p53Ab level whether >3.4 or ≤3.4 on the patient survival rate (p=0.652).
Conclusions: Even though
anti-p53Ab is very important in carcinogenesis, we think that serum anti-p53Ab
level by itself is not important in lung cancer diagnosis and survival rates.
There are multiple factors in carcinogenesis and this may be the reason of this
situation. There is no known cut off value of serum anti-p53 Ab levels for
diagnosis of lung cancer patients. Therefore we think that this antibody is not
tumor spesific and serum anti-p53 Ab level measurement is not appropriate for
lung cancer screening.
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
---|---|
Bölüm | Medical Science Research Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Eylül 2017 |
Kabul Tarihi | 24 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017Cilt: 39 Sayı: 3 |