Aim. We aimed to investigate retrospectively the forensic reports prepared by the collaboration of
Forensic Science and Ear Nose and Throat departments in Cumhuriyet University, School of
Medicine and to evaluate our results by means of forensic science in the light of the literature.
Methods. Between the time January 2005 and June 2009; 9750 criminal cases were evaluated at
the Department of Forensic Medicine of Medical Faculty of Cumhuriyet University, and 426
(22.8%) of these cases were evaluated with the Department of Ear Nose and Throat in this
descriptive study. The forensic reports were investigated by means of sex, age, type of event, the
vital risk, presence of simple medical intervention, nasal and temporal bone fracture, constant face
marks and loss or weakness of functioning. Results. Among all the patients 345 (81%) were male
and 81 were (19%) female and the most prevelant age groups were 20-29 (122 cases; 28.6%) and
40-49 (87 cases; 20.4%) respectively. The most common type of event was beating both in male
(69.9%) and in female (53.1%) patients and it was also the commonest event in general regardless
of sex (66,7%). Conclusion. In this study, the profile of the forensic cases who were admitted to
the Department of Ear Nose and Throat was determined. In general, the obtained data are similar
to results of other studies conducted in Turkey. Educational level of the society is the basic reason
that made beating the commonest event. Also in this study, the importance of increasing
educational level in protecting the community from forensic events, the necessity in making mass
education programs showing the importance of communication in human relationships rather than
physical power and also the necessity in directing all people to socio-cultural activities were
emphasized.
Forensic medicine ear nose and throat forensic report epidemiology
Amaç. Bu çalışmada; Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ve Kulak Burun Boğaz
(KBB) Anabilim Dallarınca (AD) ortaklaşa düzenlenen adli raporların retrospektif olarak
incelenmesi ve elde edilen verilerin literatür bilgileri ışığında adli-tıbbi yönden değerlendirilmesi
amaçlandı. Yöntem. Adli Tıp AD’nda 01 Ocak 2005-30 Haziran 2009 tarihleri arasında
düzenlenen 9750 adli rapordan KBB uzmanlarıyla birlikte değerlendirilen 426’sı (%22,8)
tanımlayıcı tipteki bu çalışmaya dâhil edildi. Olgulara düzenlenen adli raporlar; cinsiyet, yaş,
olayın türü, yaşamsal tehlike, basit tıbbi müdahale, nazal ve temporal kemik kırıkları, yüzde sabit
iz, işlev zayıflaması ve işlev kaybı gibi kavramlar açısından incelendi. Bulgular. Olguların 345’i
(%81) erkek ve 81’i (%19) kadın olup, yaş dağılımları genellikle 20-29 (122 olgu %28,6) ve 40-49
(87 olgu %20,4) yaş aralığında yoğunlaşmaktadır. Olay türü açısından değerlendirildiğinde; darp
hem kadın (%53,1), hem erkek (%69,9) olgularda, ayrıca cinsiyet ayrımı yapılmadan genel olarak
(%66,7) olgular arasında da ilk sırada yer almaktadır. Sonuç. Bu çalışmada; KBB AD’na başvuran
adli olguların profili ortaya kondu. Elde edilen veriler genel olarak ülkemizde yapılan
çalışmalardaki sonuçlara benzerlik göstermektedir. Toplumun eğitim düzeyi, adli olgular
içerisinde olay türü açısından darbın birinci sırada yer almasının temel nedenidir. Ayrıca adli
olaylardan toplumu korumak için eğitim düzeyinin yükseltilmesi gerektiği, insan ilişkilerinde
fiziksel güçten ziyade iletişimin önemini ortaya koyan kitlesel eğitim programlarının yapılması ve
sosyokültürel faaliyetlere tüm halkın yönlendirilmesi gerekliliği vurgulandı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Cerrahi Tıp Bilimleri Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Şubat 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011Cilt: 33 Sayı: 2 |