Abstract
Aim. One of the major causes of chronic nasal airway obstruction is inferior turbinate hypertrophy. Partial turbinectomy is a classical way of solution; however radiofrequency tissue ablation of inferior turbinates is a realatively new method. Comparison of the nasal function was made after treatment by partial turbinectomy and radiofrequency tissue ablation of the inferior turbinates using subjective symptom scores and objective tests. Methods. 12 of the patients (24 turbinates) with chronic nasal obstruction due to turbinate hypertrophy were treated by radiofrequency tissue ablation (RFTA), another 11 patients (22 turbinates) were treated by partial turbinectomy (PT). Preoperatively and at the postoperative 6th week; acoustic rhinometry, saccharin test, and evaluation of the nasal obstruction complaint by visual analogue scale (VAS) were done. The patients were followed by weekly nasal endoscopy and VAS scores during the postoperative 6 weeks. Results. In both groups postoperative acoustic rhinomety results were significantly higher than preoperative ones (p<0.05). There was not any significant difference between the groups in the improvement of the acoustic rhinometry results (p>0.05). There was not a significant difference between preoperative and postoperative saccharin test results in both groups (p>0.05). When the VAS scores were compared, PT group’s nasal obstruction scores appear to be significantly less than RFTA group’s scores, beginning from the first week (p<0.05). Endoscopic follow-up during the next 6 weeks revealed that edema and secretions were significantly more in RFTA group, whereas crusts were significantly more in PT group (p<0.05). Conclusion. Both methods were found to have good results in solving nasal breathing problems and preserving nasal mucociliary function. By weekly follow-ups, PT was found to solve breathing problems more rapidly than RFTA.
Keywords: Acoustic rhinometry, saccharin test, turbinate hypertrophy, allergic rhinitis, nasal obstruction
Özet
Amaç. Kronik nazal havayolu tıkanmalarının esas sebeplerinden biri alt konka hipertrofisidir. Kısmi turbinektomi çözümün klasik yolu olmakla beraber, alt konkanın radyofrekans doku ablasyonu göreceli olarak yeni bir metottur. Alt konkanın kısmi türbinektomi ve radyofrekans doku ablasyonu ile tedavisi sonrası subjektif semptom skorları ve objektif testler kullanılarak nazal fonksiyonların mukayesesi yapılmıştır. Yöntem. Konka hipertrofisinden dolayı kronik burun tıkanıklığı olan 12 hasta (24 konka) radyofrekans doku ablasyonu ile tedavi edildi. Diğer 11 hasta (22 konka) kısmı türbinektomi ile tedavi edildi. Ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrası altıncı haftada akustik rinometri, sakkarin testi ve görsel analog skala ile burun tıkanma şikayeti değerlendirildi. Hastalar ameliyat sonrası 6 hafta boyunca görsel analog skala ve burun endoskopisi ile haftalık olarak takip edildi. Bulgular. Her iki gruptada ameliyat sonrası akustik rinometri sonuçları ameliyat öncekilerinden belirgin olarak yüksekti (p<0,05). Akustik rinometri sonuçlarının iyileşmesinde gruplar arasında belirgin farklılık yoktu (p>0,05). Görsel analog skala skorları kıyaslandığında kısmi türbinektomi grubunun burun tıkanması skorlarının ilk haftadan başlayarak radyofrekans doku ablasyonu grubunun skorlarından belirgin olarak az olduğu görülmektedir (p<0,05). Altı hafta boyunca yapılan endoskopik takip ödem ve sekrosyonun radyofrekans doku ablasyonu grubunda, kabuklanmanın ise kısmi türbinektomi grubunda belirgin derece daha fazla olduğunu ortaya koymuştur (p<0,05). Sonuç. Her iki metodun burun nefes alma problemlerini çözmede ve mukosilyer fonksiyonları korumada iyi sonuçlara sahip olduğu bulunmuştur. Yapılan haftalık takiplerle kısmi türbinektominin soluma problemlerini radyofrekans doku ablasyonundan daha hızlı çözdüğü bulunmuştur.
Anahtar sözcükler: Akustik rinometri, sakkarin testi, konka hipertrofisi, allerjik rinit, burun tıkanması
Amaç. Kronik nazal havayolu tıkanmalarının esas sebeplerinden biri alt konka hipertrofisidir. Kısmi turbinektomi çözümün klasik yolu olmakla beraber, alt konkanın radyofrekans doku ablasyonu göreceli olarak yeni bir metottur. Alt konkanın kısmi türbinektomi ve radyofrekans doku ablasyonu ile tedavisi sonrası subjektif semptom skorları ve objektif testler kullanılarak nazal fonksiyonların mukayesesi yapılmıştır. Yöntem. Konka hipertrofisinden dolayı kronik burun tıkanıklığı olan 12 hasta (24 konka) radyofrekans doku ablasyonu ile tedavi edildi. Diğer 11 hasta (22 konka) kısmı türbinektomi ile tedavi edildi. Ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrası altıncı haftada akustik rinometri, sakkarin testi ve görsel analog skala ile burun tıkanma şikayeti değerlendirildi. Hastalar ameliyat sonrası 6 hafta boyunca görsel analog skala ve burun endoskopisi ile haftalık olarak takip edildi. Bulgular. Her iki gruptada ameliyat sonrası akustik rinometri sonuçları ameliyat öncekilerinden belirgin olarak yüksekti (p0,05). Görsel analog skala skorları kıyaslandığında kısmi türbinektomi grubunun burun tıkanması skorlarının ilk haftadan başlayarak radyofrekans doku ablasyonu grubunun skorlarından belirgin olarak az olduğu görülmektedir (p
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Surgical Science Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 20, 2011 |
Published in Issue | Year 2011Volume: 33 Issue: 2 |