Özet
Amaç: Bu çalışmada amacımız, bir yıl içinde hemoptizi nedeniyle veya yakınması ile kliniğimizde takip edilen olgulardaki etyolojik faktörleri literatür bilgileri ışığında irdelemektir. Yöntem: Kliniğimizde bir yıl süresinde takip edilen toplam 474 olgudan hemoptizi nedeniyle başvuran 59 (%12,4) olgunun dosyasına ulaşıldı. Bulgular: Postero-anterior akciğer grafisinde en sık görülen patolojik bulgu 25 olguda (%67,5) konsolidasyon olup, bunu 12 olgu (%32,4) ile hiler dolgunluk izlemekteydi. Akciğer bilgisayarlı tomografisi (BT)’nde patolojik bulgular 13 olguda (%46,4) sol tarafta, 9 olguda (%32,1) bilateral ve 6 olguda (%21,4) ise sağ taraftaydı. BT’de en sık saptanan patolojik bulgu kitle idi (n=10, %35,7). Olguların 50’sine kesin tanı konuldu, bir olgu takip sırasında exitus olmuştu. Sekiz olguda ise (%13,5) uygulanacak tanı ve tedavi yöntemleri kabul edilmediğinden tanı konulamadı. En sık görülen hemoptizi nedenleri; akciğer kanseri %28, bronşektazi %26, akciğer tüberkülozu %22, pnömoni %22, kronik obstrüktif akciğer hastalığı %20 idi. Klinik/radyolojik olarak tanı alan olguların (%78), bronkoskopik biyopsi ile tanı alan olgular n (%50) idi. Sonuç: Hemoptizili hastalarda belirli basamaklar (klinik, radyolojik ve ileri tetkikler) kullanıldığında tanıya ulaşma olasılığı %90’ın üzerine çıkmakta olup uygun tedavi yaklaşımı için tanı zorunludur.
Anahtar sözcükler: Hemoptizi, etiyoloji
Abstract
Aim. In this study we aimed to determine etiological factors in patients admitted with hemoptysis and followed-up in our inpatient clinic within one year and discuss the results under the light of the current literature. Methods. A total of 474 cases followed-up in our clinic in that year and major complaint was hemoptysis in 59(12.4%) of them. Results. Consolidation (n=25, 67.5%) and hilar enlargement (n=12, 32.4%) were the most common findings on chest X-ray. In computerized tomography (CT) pathologic findings were seen commonly in the left side (n=13, 46.4%) ; followed by bilateral (n=9, 32.1%) and right sided involvement (n=6, 21.4%). The most common pathologic finding was mass in CT (n=10, 35.7%). A definitive diagnosis was reached in 50 cases(84.7%) and 1 case was died as following. A patient was died before diagnosis. As diagnostic procedures rejected eight of the patients were not definitively diagnosed. Causes of hemoptysis were lung cancer (28%); bronchiectasis (26%); pulmonary tuberculosis (22%); pneumonia (22%); and chronic obstructive pulmonary disease (20%). Diagnoses were mostly depended on clinical/radiological findings (78%) and flexible bronchoscopy/bronchoscopic biopsy (50%). Conclusion. The rate of definitive diagnoses rises over 90% by using certain clinical, radiological or advanced procedures. Convenient therapeutical approach requires etiological diagnosis.
Keywords: Hemoptysis, etiology
Amaç: Bu çalışmada amacımız, bir yıl içinde hemoptizi nedeniyle veya yakınması ile kliniğimizde takip edilen olgulardaki etyolojik faktörleri literatür bilgileri ışığında irdelemektir. Yöntem: Kliniğimizde bir yıl süresinde takip edilen toplam 474 olgudan hemoptizi nedeniyle başvuran 59 (%12,4) olgunun dosyasına ulaşıldı. Bulgular: Postero-anterior akciğer grafisinde en sık görülen patolojik bulgu 25 olguda (%67,5) konsolidasyon olup, bunu 12 olgu (%32,4) ile hiler dolgunluk izlemekteydi. Akciğer bilgisayarlı tomografisi (BT)’nde patolojik bulgular 13 olguda (%46,4) sol tarafta, 9 olguda (%32,1) bilateral ve 6 olguda (%21,4) ise sağ taraftaydı. BT’de en sık saptanan patolojik bulgu kitle idi (n=10, %35,7). Olguların 50’sine kesin tanı konuldu, bir olgu takip sırasında exitus olmuştu. Sekiz olguda ise (%13,5) uygulanacak tanı ve tedavi yöntemleri kabul edilmediğinden tanı konulamadı. En sık görülen hemoptizi nedenleri; akciğer kanseri %28, bronşektazi %26, akciğer tüberkülozu %22, pnömoni %22, kronik obstrüktif akciğer hastalığı %20 idi. Klinik/radyolojik olarak tanı alan olguların (%78), bronkoskopik biyopsi ile tanı alan olgular n (%50) idi. Sonuç: Hemoptizili hastalarda belirli basamaklar (klinik, radyolojik ve ileri tetkikler) kullanıldığında tanıya ulaşma olasılığı %90’ın üzerine çıkmakta olup uygun tedavi yaklaşımı için tanı zorunludur
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Dahili Tıp Bilimleri Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Mart 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010Cilt: 32 Sayı: 1 |